24 Ocak 2013 Perşembe

SOĞUK KARANLIK MADDE

Bu kaçıncı lansor oldu bilmiyorum, birayla yuvarlayıp içtiğim. Artık içki içmek istiyosam öncesinde ve sonrasında midemi tamir etmem gerekiyor. Gelirken bakkalı gördüm kapısının önünde boş-mal bakıyor dışarı. Niçin bekliyor acaba? Yeni müşteriler mi? Bayram tatilinde memlekete gitmek mi?
Torunlarını sevip gülümsemek? Ayaklarını uzatıp, karısına çok çalıştığını vurgulayarak, hizmet edilmesini beklemek, elinde kumandayla?

Camın önünde beslediğimiz kedi. Belli ki biyolojik saati kurmuş, alarm çalmış beni bekliyor. Canımın sıkkın olması onun için fark eder mi acaba? Kedimiz Şanslı da, o da yedikleri şeyi yemek sanıyorlar. Biz kulağa daha hoş gelsin diye "mama" diyoruz. İçinde ne bok olduğu belli olmayan, bozulmayan bi şey işte. İnsanların günde iki hapla beslenecekleri günler için kediler üzerinde bi deney gibi sanki. Acı...

Ben neden eve giriyorum peki?
Ne bekliyor beni evde, mutluluk mu? Hiç sanmıyorum adamım. Dinlenmek? Anlamsız yere yorulan bir insanın dinlenmeyi hak ettiğini düşünüyor musun gerçekten? Vagonlara, gemilere, otobüs ve arabalara ne bok yemeye biniyoruz? Şu suratların sıfatına baksana!

Elimdeki mouse'u havaya atsam usb'sini çekip, beklenmedik şekilde el bombası gibi patlasa ve deve eğri boyun ekrana bakan aptal suratımla birlikte kazayla falan.
Borçlanıp borçlanıp çalışıyoruz. Kabul edin bunu. Yapılabilecek daha aptalca bir şey söyleyin bana. N'olur! Çok sıkıldım oğlum ben. Beni çok mutlu edeceğini düşündüğüm şeylerin mutlu etmeyeceğini de çoktaaan kabullendim.

Şu sıralar b'u- mutsuzluğumla yeni bi bileşen yaratıp "CDM - Soğuk Karanlık Madde" oluşturma aşamasındayım. Nedir bu Cold Dark Matter? CDM'ler fazla madde miktarı içerir ve daha düşük hızlarda hareket eder. Parçacıkları birbirleri ile kütlesel çekim yoluyla etkileşir ve diğer maddelerle zayıf normal bir etkileşimde bulunurlar. (viki peki) Bu parçacıkların var olduklarının hiçbir garantisi olmaması bir problem oluşturmaktadır.

Umuyorum  yeterince kenetlenirsek bunu izotopuna kadar becerebiliriz.

..ve karanlıkta seninle yan yana oturursak, sessizce ha?


http://www.youtube.com/watch?v=Hk3tURx8a2Q

24 Aralık 2012 Pazartesi

flashback

Dün tırnaklarımı keserken " Tırnaklarının ucu ne kadar beyaz." dedi biri.
Sanki.

http://www.youtube.com/watch?v=Jk4S-YqO4f8

12 Aralık 2012 Çarşamba

"Abi bunu biz bile toplayamayız" dedi usta. Arabayla gitmiştim ama "içim" sıkılmıştı.

5 Aralık 2012 Çarşamba

BUGÜN

Bugün hatırlamadığım birkaç saniye var. O sırada araba kullanıyordum. Gözümü açtığımda çarpışmak kaçınılmazdı. Direksiyonu kırdım (ehliyetim yoktu), frene bastım (herkesin yaptığı gibi). Önümdeki arbaya çarptım. Çarptığım araba sivildi ama polisti. Bellerinde silah olan iki adama ehliyetsiz çarptım. Sonra eve gelip bir bira içtim. Sonra gittim stüdyoya prova yaptım. Birkaç bira daha içtim.

2 Aralık 2012 Pazar

HACI YATMAZ

Yüzün yere paralel.
Az önce kafatasını çatlatmışsın.
Hızla doğruluyorsun.
Şimdi de yüzüstü düşüyorsun.
Suratın, kaldırımdaki granitin sertliğine dayanamayıp yumuşuyor.
Hemencecik doğruluyorsun.
Başın dönüyor, yere doğru ve tam ters istikamettesin.
Aklına takılan şarkıyı unutmaya çalışman nafile.
Beyninde dönüp duran bu şarkının kulağına bir sıcaklık verdiğini düşünüyorsun.
Fakat sıcaklık 36,5 derece
Başına götürdüğün parmakların kırmızı.
Akıyor...
Yine savrulup doğruluyorsun.
Gıpta ediyorlar.
Ağzın, burnun kırılmış,
Yine, hep doğruluyorsun.







21 Kasım 2012 Çarşamba

18 Kasım 2012 Pazar

Eşittirsür!

Hızlısın.
Hava ardına kadar karanlık. 
Önünde bi çift far,
"Ora" aydınlık. 
Korkmuyosun. 
"Ora" hızında ardın,
Ardın sürmekli karanlık. 
Sür!
Kedi gibi sür!-
tün alkole,
Aklın fikrin ön sevişirken hepön. 
Bi şey hızla geçer önünden, 
"işte!" diyemeden daha
Heyecan da var.
Tilki mi o?
Göremedin,
Ki,
Tarifsiz,
Anla-[ma]-,(ta-ma)-[(dın.)]
Eşittirsür!
Neydi,n,okafabulanık?
Hızlısın.
O da hızlı, 
Girdi-çıktı.
Heyecan da var.
Eşittirsür!